10 Eylül 2013 Salı

Şanlı Bayrak

"Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak demiş" Mehmet Âkif bir zamanlar.. En azından o zamanlar kişiler âtiye bakacak kadar sorumlukluk sahibiymişler. Oysa şuanda çoğumuz "Âtiye görmeye çalışmadan hatta ve hatta bakmadan azmi bırak"ıyorlar... Hiçbirimiz nasıl bir imkanlar şöleninde olduğumuzun farkında değil.. Elimizin altında yatan dünyadan nasıl yararlanıyoruz biz? O internet denen ummandan neleri çekip alıyoruz kendimize. Kötü ve yararsız olan şeyleri m, yoksa bizi yükseltecek iyi yararlı şeyleri mi? Hepsi bizim ayağa bile kalkmadan edinebileceğimiz bir bilgi denizinde.. Neden bu kadar imkanımız varken biz bunları yapmıyoruz?  Eskiden insanlar yıllarca çabalayarak çalışarak bir şeyleri öğrenmeye çalışırken yada elde etmek istedikleri şeyleri edinebilmek için bu kadar uğraşırken bizim bir tıklık uzağımızda olan şeyleri elde etmememiz niye?... Geleceğe bakıp ŞANLI BAYRAĞIMIZI neden yüceltecek adımlar atmıyoruz peki biz.. Diyebildiğimiz tek şey var "elin yabancısı yapıyor abi..". Bunu demek öyle kolay ki topu topu dört kelime, on bir hece.. Peki bunu demek bize ne yarar sağlıyor? Ne işimize yarıyor sadece bunu demek? Eline en son teknoloji ürünleri alıyorsun ve en ufak bir yerde hata verdiğinde yada yapılası gerektiğinde hangi dilde geliyor uyarılar yada yapılması gerekenler sana.. Neden benim güzel TÜRKÇE'm yok demiyoruz orada.. Bir öss silsilesi geliyor. Yanlışları görmek kolay onların yanlışlarını göreceğimize neden kendi hatalarımızı söylemiyoruz bi kerede. O sınava gerçek bir ideali olarak giren ve bu uğurda didinen kaç kişi var doğru düzgün? Ben inanıyorum ki hiç birimizin kafasında sıkıntı yok. Fıkralara konu olacak bir kafamız varken bizim b başarısızlık nereden geliyor sizce. İnsanın sadece istemesi ama canı gönülden istemesi yetiyor bazı şeyleri başarmak için. Yeter ki derinden istesin bunu. Durum böyle olduktan sonra kişi zaten kendiliğinden atılıyor yapılası gereken şeyleri içten gelerek yapmaya ve başarısızlık olabildiğinde düşüyor... Biz bunu hak etmiyor muyuz peki? Bize gereken sadece oturup biraz düşünmek. Kendimize düzgün bir yol çizme ki içten bir şekilde...