4 Aralık 2013 Çarşamba

Uzaydaki Gündüz ve Gece Kovalamacası

   Küçükken bir kere binmişim uçağa ama hatırlamıyorum evdekiler anlatır bazen. Küçüklüğümde öğrendiğim bir bilgiden sonra bende bir istek oluştu. Daha genç olduğum için yakın zamanda olması mümkün olmasa da bu isteği nereye gitsem içimde taşırım. O kadar büyülü bir şey ki anlattığımda sizin de hayallerinize belki de rüyalarınıza gireceğini düşünüyorum.
   Malum gece gündüzü, gündüz ise geceyi kovalar durur. Birbirlerine asla kavuşamazlar ama birbirlerinden de asla vazgeçemezler. Günler onların kavuşamamasını fırsat bilir de bize verir acımadan kovalarken geçen süreyi.
   Bu kovalamaca da birbirlerine kavuşamasa da gece ile gündüz yine de nereye gittiklerini birbirlerine ipucu bırakarak belli ederler. Gece ayrılırken bulunduğu yerden hayatı neredeyse durdurmuş şekilde saf bir karanlık bırakarak çeker gider, güneş ise en cıvıl vakitte son ışık huzmeleriyle ayrılır. Eşeğin üstünden havucu sarkıtarak yürümesini sağlamak gibidir bu. Sürekli birbirlerinden izler bulurlar ama bir türlü kavuşamazlar.
   Benim hayalime gelecek olursak da gece ve gündüzün tam arasından uçakla geçmek onların birbirlerine olan sevgisini ve birbirlerini sürekli arayışlarının delili olan o çizgiyi yukarılardan görmek istiyorum.
   Bir kaç duyum almıştım. Uçakla o çizgiden geçilirken perdeleri kapatmanızı isterlermiş. Çünkü insan korkarmış, kıyamet kopuyor sanırmış. Öyle de olsa görülmeye değer o güzel manzara. Bunu görmeden ölmeyi pek istemem diğer hayallerim gibi. O anın sanki yavaşlamış gibi uzunca bir süreye yayılmasını fazlasıyla isterim ki o istediğim zevki, göz ziyafetini doyuma ulaşarak tadayım.