3 Aralık 2013 Salı

Emek Göstermenin Güzelliği ve Düğünde Teyze Dansı

  Emek vermekten hep kaçınırız ama bir işi benimseyerek yaptıktan sonraki hal bence paha biçilemez. Sanki beyninizden sıvı alınmış gibi olursunuz. Gözleriniz işiniz bittikten sonra boş boş bakar. Ama bir kafa dinginliği söz konusudur sizde ve bunun keyfini çıkartırsınız. Hatta ve hatta yürüyüşünüz de bile değişmeler olabilir. Motivasyon yüksektir. Küçük dağları da gördüğünüz gibi ben yarattım havası vardır tabi ama bunu karakterinize göre ya açıkça belli edersiniz yada belli etmemek için uğraşırsınız.
  Durum böyledir ama bu aşamaya gelesiye kadar işten kaçmak için neler düşünmemişsinizdir ki. En kolay örnek ilkokulda sınava çalışasın gelmez "Örtmenim dün akşam elektrikler kesilmişti, çalışamamıştım. Nolur sınav yapmayıın!" dersiniz. Zoraki hoca sınav yapar, sınavınız güzel geçmiştir ve kendinizi böyle hissedersiniz. "Ya ben zekiyim işte ne olacak" havalarında olursunuz. Orada hatırlatmak gerekir aslında az önce sınavdan kaçan sen değil miydin diye ya neyse.
   Tabi bu anlattıklarım tembel mizaçlılar için geçerlidir. Birden göstermeseler de sadece "Ay benim elimden o iş gelir mi?", "Hiç yapasım yok." derler ve tabiri caizse düğünlerde nazlanarak en sonunda birisinin emrivakisine "E hadi biraz oynayayım" diye ağırdan ağırdan başlayıp sonrasında dillere destan göbek atan, ortalığın da tozunu attıran hanım teyzelerimiz örnek gösterilebilir.
   Bu teyzelerin "Hadi ikicik de ben göbek atayım" diye gönüllü olanları da yok değil bunu da buradan belirtmez isem çatlarım vallahi de billahi de ayol!! :))