26 Mart 2015 Perşembe

A Young Man With Honour and Madness (Onurlu ve deli)

 Blogu açtığım tarihi gördüm. Epey bir zaman geçmiş aslında. Tabi o geçmiş tarihi görünce sadece blog gelmiyor akla. Hayatımdaki değişiklikler uğruyor aklıma sırasıyla. Abartmıyorum çok değişmiş hayatım. Nasıl mı?? 3 yıldır birlikte olduğum kişiyle ayrılmışım. Üzerinden bir yıldan fazla geçtiğinde hissediyorum yavaş yavaş unuttuğumu. En büyük hayallerimden birisini gerçekleştirmişim; yurt dışına çıkmışım. 7 yıldır okuduğum içinde bulunduğum ve 1 yıl sonra mezun olacağım okulum meclis kararıyla kapanıyor bu yazıyı takriben 3 gün içerisinde kesin olarak. 7 yıldır içinde bulunduğum resmi hayattan okuldan yaşamdan çıkıyor. Sivil bir yaşama alışıyorum. İlk defa bu tarihlerde evdeyim hemde uzun bir süredir ve süreliğine. İyi ki AÖF'ten adalet okumuşum. Eğer okumasaydım şimdi devrelerim (okul arkadaşlarım) gibi bende 4 ay kala YGS ye ve artdından LYS'ye çalışmak zorunda kalacaktım. Ben çok iyi bir durumda mıyım? Pek sayılmaz bende DGS'ye çalışıyorum şu anda evde. Kazanır mıyım bakalım göreceğim. 22 yaşında mezun olup direk çalışma hayatına girip hayatımı kuracaktım. Peki ya şimdi ? He bir de Meclis TV izliyorum mümkün oldukça. Polis Koleji'nin ve Polis Akademisi'nin kanun maddelerinin meclisten nasıl geçtiğine kendi gözlerimde tanık oldum ve takip ettim. Bunun için sabaha kadar Meclis TV'yi izlemem gerekse bile. Daha 14 yaşımda yarı hayatımdan fazla sürelik plan yapmışım. Aldanmışım. Şimdi de gülüyorum bu duruma. Bu kadar garantici bir şekilde yetişip hatta ÖSS ye bile girme zorunluluğum yokken şimdi bildiğim uzay boşluğundayım. İşin tuhafı UMRUMDA BİLE DEĞİL! :D
    KAMOOON! :D Hayat bana güzel beeeee! :D Bu neyin kafası bilmem ama Britney Spears bana You gonna work bitch diyor ya emrin olur dememek elde değil ki :D
   Bak mesela şimdi şarkı bitti. Eski halimdeyim. Bu yazıyı bi psikologa göstersek ne der merak ediyorum aslında. Bilerek böyle duygu yönlendirmeleri yapmış değilim. Ama aklımdan tam manasıyla geçenleri olduğu gibi yazıyorum buraya. Tabi düşüncelerimi parmaklarım yakalayamıyor orası ayrı. Ayrıca bir şey aklıma geldi yazarken düşüncelerim hızlandığı anda parmaklarım birbirine giriyor ve yazı bozuluyor. Bu hızlı yazanlar vs. yavaş mı düşünüyorlar o zaman??? KAFAMDA DELİ SORULAR :D
    E saat olmuş gecenin 2'si beynin en çok trollüğe çalıştığı saatler. Sizde de olmuyor mu bu saatlerde yatağa yatıyorsun ve elinde telefon bakınıyorsun sosyal medyaya. İçimden o anda nasıl bi trollük yapsam diye geçiyor ve hafif bir suça yeltenen çocuk adrenaliyle trolleyecek yer arıyorum. Haliyle uykuyu ara ki bulasın. Sonra belki bi laf sokuyorsun falan. OOhhhhhh. Eridi gitti bütün sıkıntılar. Gece gece gerçekten yüzümde bir tebessümle uyuyorum. Ohhh ohhh. Nasıl da laf koydum bee diyorum. :D Çok çocukça. Ama mutluluğun özü de bu değil mi biraz da? Yada gerçek mutluluğun sırrı. Eveeet biraz daha kafamdakileri yazmaya başlarsak Felsefe Bilimi'ne giriş dersine geçeceğiz. Lafı çok da uzatmak istemiyorum ancak bakıyorum ki laf nerden gelmiş nereye gitmiş. O yüzden direk susuyorum. :)