Kitap adı: Efsane
Yazar: İskender PALA
Kitapta Barbaros Hayrettin Paşa'nın hayatı, yaşadıkları Saint Alkala denilen ama özünde Endülüs'deki Gırnata Emirliğinin varisi olan Seyyid Muradi'yi anlatmaktadır. İç içe geçmiş yaşamlar, Akdeniz'de bir o yana bir bu yana savrulmaktadır. İspanya kralı Karlos, Osmanlı Devleti'ndeki adı Şarlken ve onun kaptanı Adrea Doria ile Hayrettin Hızır Paşa'nın akilane hediyeleşmeleri, misilleme saldırıları ile geçen uzun bir zamandan sonra dananın kuyruğu kopar ve Preveze'de Andrea Doria'nın 200 parçalık donanması karşısında Barbaros'un 120 parçalık donanması vardı.
Barbaros gece bir rüya görmüştür ve Hz.Peygamber'in nasihat ettiği Kur'an'dan ayetlerin bulunduğunu söylediği bir rüyadır. Hayrettin Paşa'nın rüyaları genellikle çıkardı. Rüyasını yine kendisi yorumladı ve zaferin kendisine bildirildiğini düşündü. Savaş anı gelip çattığında sabırla bekledi. Düşmanın lehine esen rüzgarın kendi lehine esmesini bekledi ve estiği anda atağa geçti. Çok kanlı çarpışmalar yaşandı ve sonunda galip gelen taraf Hayrettin Paşa oldu, kaçan taraf ise Andrea Doria'ydı.
Bu hikayenin diğer bir yanı da Alkala'nın aşkı Billure'ye kavuşma çabalasıydı. Alkala Gırnata için o zaman halkına işkenceler yapan muhafızları bulup her yılın ilk karları düştüğünde bir tanesini öldüren bir kişiydi. Babasının mirasını yaşatmak için yemin etmişti ama olmadı. O da Billure'yle birlikte Osmanlı'ya döndü ve mutlu mesut yaşadılar.
Hikayedeki bir diğer ayrıntıda birbirine benzeyen 3 heykel vardı. Tıpatıp aynıydılar. Yalnız bir farkları vardı oda heykellerin kulaklarına bir çubuk sokulduğunda birinin öbür kulağından, diğerinin ağzından çubuğun ucu çıkarken, bir tanesinde hiç bir yerden çıkmıyordu. İşin esprisi de şuydu; esas değerli olan insan söylenen bir lafın bir kulağından girip diğerinden çıkmayan, her duyduğunu boş boğazlılık edip her yerde söylemeyen ve söylenenleri içinde sır gibi saklayandır.